|
BANGKOK
Başlarken bir Tavsiye:
Bangkok anılarını okumaya başlamadan önce odanızın bir köşesine "Incense Sticks" - "Mistik Kokulu Çubuk" - yakarsanız, özellikle Budist Tapınakları resimlerini seyrederken tamamen o ortamın havasına girmiş olursunuz.
Bangkok’ u Seveceksiniz
Takriben 10 milyonu bulan nüfusu, zenginliğin ve fakirliğin, huzur ve heyecanın, mükemmel restoranlar yanıbaşında egzotik sokak yemekçilerinin, bütün gün süresince tamamen durma noktasına gelmiş trafik yoğunluğunluğuna rağmen Bangkok’ ta turist olarak geçireceğiniz günlerinizde insanlarını, mabetlerini ve de Budizmin verdiği saygınlığı, sessizliği yaşayacak ve seveceksiniz.
Bangkok ile ilgili resimli anılarımda; tarihi ve yapıtları ile ilgili detaylı bilgileri sayfa doldurmak gayesiyle uzun uzun vermeme gerek yok sanırım.
Seyahate çıkmadan önce İnternet’ ten veya oraya vardığınızda Tur acenteleri tarafından programlanmış mufassal bilgileri alır gezilerinizin tadını çıkarırsınız.
Bangkok’ a kimlerle…?
Şayet ilk defa alışılmışın dışında bir memleket seyahatine - özellikle de Güney Doğu Asya ve Afrika bölgelerine - çıkacaksanız; hoş görüşlü, toleranlı, kökenleri ve inançları ne olursa olsun, insanı ve doğayı olduğu gibi algılayan, her bir değişik yemek ile karşılaştığında irkilerek ilk önce koklamak için burnunu tabağın içine sokmayan, gurbette illâ köfteyi, kebabı aramayan, bulunduğu ortamı olduğu gibi kabullenen dostlarınızı yanınıza alın. Yoksa her gezdikleri mekânlarda kritik nazarlarla, özellikle beğenmezlik içgüdüsüyle kirlilik ve fakirlik arayanlarla beraber gittiğinizde güzelim hayalini kurduğunuz seyahatinize özellikle de Bangkok’ a yazık olur.
|
|
|
|
|
|
|
Gürültü içinde Huzur
Günlük hayat akışı süresinde motosikletlerin ve Tuk-Tuk’ ların patır patır yüksek sesinin hakim olduğu bir şehire giriyorsunuz. Ancak bu derece tıkanık ve motor gürültüsüne rağmen mübalağasız tek klakson sesi duyamıyacağınız gibi Trafik yoğunluğundan dolayı kızan, söven tek bir taksi şoförüne rastlayamazsınız. Budizmin oradaki insanlara bahşettiği huzuru bizzat yaşıyor, algılıyor ve bu ortamı özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerimizdeki vahşi sokak hayatı ile mukayese ettiğinizde üzülüyorsunuz.
Evet bu “Vaaz” dan sonra Bangkok’ a girelim:
Şehirin Kokusu veya Aroma’ sı !!
Bir kere yoğun hayatın yaşandığı şehirin genel havasındaki Egzos’ la beraber Thai yemeğine original tadı veren Coriander, Coconat Curry, Oyster Sauce, Fish Sauce vs.karışımının kokusunu benimsemeniz şart.
Bangkok - İlk adımlar
Yapılacak ilk iş mutlaka otelinizden ayarlayacağınız bir seyahat acentesinden oriyente olmak için Şehir turu almaktır.
Turunuz süresince büyük bir hayranlık ve kıskançlıkla son derece tertemiz, pırıl pırıl, saygın, sessiz ve bakımlı Mabedlerini, Saraylarını gezerken, insan istemeden güya dünyaca ünlü Topkapı Sarayımızın girişinden başlayıp taa içine kadarki ihmal edilegelmiş ortamı gözlerinin önüne getiriyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Flooting Market (Yüzen Pazar)
Muhtelif Şehir turlarını arkanıza attıktan sonra gidilmesi şart olan bir yer de 80 km uzaklıkta “Flooting Market” (Damnem Saduak) .
Hergün sabahtan öğleye kadar dapdaracık bir dere boyunca sandallarda son derece renkli, hareketli Çiçek Sebze ve Yemek pazarı kuruluyor. Burada bence en keyifli yaşantı, kıyıdaki sıralardan birine çöküp çevreyi seyre dalarken, önünüze yanaşmış tatlı simalı ve renkli kayıkçılardan bol Thai biber acılı muhtelif yemekleri tatmak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sonra da rıhtım boyunca açık dükkanları gezip alış veriş yapmak.
Bu arada hayatınızda ilk ve son defalık olsa bile pazarda karşınıza çıkan bu 7 metre boyunda ve 26 kg ağırlığında boğa yılanını elinize yılanı korkutmadan !!! alıp kaşkol gibi boynunuza takmayı ihmal etmeyin.
Aynaya baktığınızda çok yakıştığını göreceksiniz.
Bir başka gidip görmeye değecek yer ise pek uzakta olmayan “Rose Garden” Kültür merkezi: Burada Folklorik Thai dansları , Düğün Seremonisi, Thai Boks gösterilerini seyreder, isterseniz Fil’ lerle beraber muz yersiniz.
Son olarak ta, Tayland ormanlarında çok rastlanan, dünyanın da en atılgan ve hızlı yılanı sayılan “Cobra” yı ufacık hayvan olan “Gelincik” in büyük maharet ve çabuklukla saniyeler içinde nasıl boğazından yakalayıp öldürdüğünü en yakın mesafeden görürsünüz.
Sokak Yemeklerine gelince:
Bangkok’ ta halkın çoğunluğu; caddeler, sokaklar boyunca kaldırımlara öğle ve akşam kurulan sokak masalarında bol acılı, önlerinde taze pişirilen coriander’ li, coco’ lu, balıklı, bol deniz mahsullü, körili Thai yemeklerini rakı masası misali sohbetle yiyorlar. Sokakta yemek alışganlığının asıl sebebinin ise izahı şuymuş:
Fakirliğin aşırı derecede olduğu, ayrıca iklimin de son derece sıcak ve rutubetli oluşu ve en mühimi mutfaklı evlerin kiralarının mutfaksız evlere nazaran altından kalkılamayacak kadar çok ama çok yüksek oluşu insanları sokak masalarına yöneltmiş.
Aşırı titiz yabancı bir gözlemci olarak bu ortamda yenilen yemeklerin kimbilir ne derece kirli, mikroplu olduğu haklı olarak düşünülebilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ancak madalyonun diğer yüzü de şöyle görünüyor:
Şayet Hongkong - Aberdeen’ e gitmişseniz muhteşem görüntülü “Flooting Restoran” larına girip dünyanın bir numaralı Çin Mutfağını tadıp sonradan da Restoranların arka taraflarındaki balkonlara gezmek için gittiğinizde su üzerinde birbirine yaslanmış binlerce barınak tekneleri ve de körfez suyunun bulanıktan da öte rengini görmüş olmanız gerek. Ayrıca rıhtıma bitişik denize konmuş Balık ağı içinde hareketli Deniz Mahsulleri de dikkatinizi çekmiştir.
O zaman burasının ortamıyla mukayesede Bangkok’ taki sokak yemek alanlarına “Fransız Guide Michelin” değerlendirmesine göre 3 ilâ 4 yıldızı verebilirsiniz.
|
|
|
|
|
|
|
|
Ne gariptir ki; bu ve böyle ortamlarda yemek yiyen lokal ahalinin çok korkulan Sarılık (Hepatit A) salgın hastalığına yakalandığına dair haberlere pek sık rastlanmıyor.
Bence tahmini açıklamam şu: Bizler sık sık televizyonlarımıza da aksettirilen
birçok mikroplu, böcekli, küflü ekmekleri, kokmuş etleri ve yemekleri afiyetle yiye yiye nasıl Türk hüviyetli mikroplara karşı doğuştan sayılabilecek bir bağışıklık kazanmışsak, Güneydoğu Asya’ nın insanları da bu derece kirli ortam yemeklerini asırlar boyu yiyip o yöre mikroplarına bağışıklık kazanmış dolayısıyla “Sararmış” olabilirler !!!!!!!!!!. Sarı Irk’ ın açıklaması bu olsa gerek ?
Aksi halde bu “Sarı Irk” nereden çıkmış olabilir.!!!!
Not: Bu düşüncem 1980’ li senelere aittir.
Ancak “Sarı Irk” sıhhat yönünden ayakta kaldığı sürece yakın zamanda tüm dünyayı sarartmaya hazır gibi görünüyor. !!!
Özel Thai Yemek Ziyafeti
Yukarıdaki açıklamamdan sonra aman sakın ha iştahınız kaçmış olmasın...
Şimdi de “Hepatit A” ya yakalanma ihtimali kesinkes olmayan değişik bir restorandayız...
Ben bizzat değişik lezzet ve aromalı son derece acı Thai yemekleri tutkunu olduğumdan tıpkı Bodrum Gümüşlükteki Ali’ nin lokantasında Lağos Buğulama ile Rakı’ daki aynı keyifli lezzeti alıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul’ dan Bangkok’ a senelerdir kütüphanemde duran “Thai - style Cookery” yemek kitabımı yanıma almıştım. İçinde en orijinal yemeklerin çok güzel resimleri vardı. Bir akşam üstü saat dört civarında yeri nehir kıyısındaki, dünyanın Oriental Hotel gibi ilk 10’ a giren 5 - hatta rahatlıkla 8 yıldız verilebilinecek - “Shangri-La” Otelinin restoranına kitabımla gittim.
Plânladığım ve beklediğim gibi bu saatte restoran boşalmış, içerde tek tük kişi kalmıştı. Dolayısıyla rahat bir ortamdaydım. Şef hanım tarafından karşılandım. Thai Mutfağına aşırı merakımı anlattıktan sonra şu ricada bulundum.
Mönüleri ister İngilizce olsun, ister Thai’ ca yazılı Mönü’ den ne tür bir yemek ısmarlayacağımı gözle göremeyeceğime göre, müsaade ederseniz kitabımdan seçeceğim yemek resimlerini gösterirsem acaba Ahçınızdan bunların yapılmasını rica edebilir miyim diye sordum.?
İşte burada Tayland’ ın ve kişinin - Avrupalının tam aksi - o saygın, huzurlu ve güler yüzü gene ortaya çıktı. Beraberce mutfağa gittik, Ahçı ile tanıştırdı, Ahçı’ da büyük bir hoşveri ile bu yemekleri sizin için memnuniyetle hazırlayacağım dedi.
Bir müddet sonra yemekler kitabımın resimli sayfasının yanına kondu. Görüldüğü gibi masa başı sohbetle Thai mutfağı gurmeliğim gelişti.
|
|
|
|
|
|
|
|
Thai yemeğini bu derece methedip anlattıktan sonra, şayet ilgilenmişseniz, İstanbul’ da Tepebaşı' nda eski Amerikan Konsolosluğundan Şişhane yönünde sağda biraz aşağıda dışardan dar girişli, yeni sosyetik anlayış ve gösteriş ve de seviyeli birliktelikle gün geçiren kişilerden uzak “Thai” lokantasına gidin. Şayet beğenmezseniz de, eh..ben ne yapayım !!!!!! O zaman Florya’ daki “Kaşıbeyaz” ı tavsiye ederim.
Orkideler ve Çiçek Pazarı
Enfes bir göz zevkini; tercihan çok erken saatte keyifle Tuk-Tuk ile gitmeniz trafik ve zaman sebebiyle şart olan Çiçek Çarşısında (Pak Klong Talat) tadabilirsiniz. Burada anayol ve yan sokaklar boyunca her tür tropikal çiçekleri bulabilir tabiatıyla kilo ile taptaze Orkideleri papatya fiatına alabilir ve de isterseniz seyahat dönüşünüze bir gün kala orada kutulara koydurur evinize götürüsünüz. Orkidelerin dayanıklılığı 3 hafta kadar sürüyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cocktail Hour
Bütün günkü gezinizin ardından, şöyle güzel bir Bar’ da kokteyl ile dinleneyim diyorsanız gidilecek ilk adres uzun senelerdir dünyanın bir numaralı en güzel oteli olma gururunu taşıyan ve Bangkok’ un içinden geçen Menam Chap Phraya Nehrinin kıyısındaki Oriental Hotel seçilmeli.
Akşam: “Loy Nava" ile Tekne Gezisi
Şayet bir akşam da nehir de gezinti keyfini tatmak istiyorsanız ki mutlaka isteyin…bu rada da ilk adres yalnız ve yalnız “Loy Nava” isimli antik ahşap tekne olmalıdır.
Thai’ ların müzik ve dans gösterileri yanında ortam, dekor, masa, yemek zenginliği ile gece sizde güzel bir anı bırakacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Çok ama çok memnun kalacaksınız.
Gece: Bangkok sokaklarında “Stranger in the Night”
Dünyaca malum Patbong sokağındaki bir hayli adi görüntü veren gece Strip Show barlarının haricinde Bangkok’ ta daha düzgün eğlence vs. mekânlarını Rachadapisek caddesi üzerinde bulunan Büyük Otel ve Gece Klüplerinde görebilirsiniz. Böylelikle Budist ve Mabet görmekten artık bıkmış kişiler biraz başka albenili simalarla aşina olabilirler.
Çarşı Pazar için kolaylık:
Her neresi olursa olsun, döviz kurları bize tamamen yabancı olan memleketlere gitmeden, özellikle hanımlara önerim ufak bir döviz kur’u tablosunu yanlarına almaları. Alış veriş esnasında çabukluk ve kolaylık sağlayıp kazıklanmayı önlüyor.
Vakit artarsa Phuket
Bangkok’ u bitirdiğinizde Pattaya’ yı (artık 15 sene önceki hali maalesef yok) bir kenara bırakıp 1 saatlik uçuştan sonra Kartal gibi Phuket Adasına konun.
Gitmek, görmek kadar yurda dönünce de etrafa anlatması da güzel !!!!!
|
|
|
|
|
|
|
|