|
|
Nasıl anlatsam ?
Öyle renkli, öyle canlı, öyle tarihi anıtlarıyla dolu dolu, öyle yarattıkları san’ at eserleri ve mimarları ile dünyanın gururu, öyle müzikal, öyle sempatik, öyle biberli bir memleket ki hangi özelliğini ön plana çıkarıp yazıma başlayayım diye düşünüyorum...
Kısaca Meksika'nın Doğuşu:
Meksikalıların doğuşu 1521 senesinde Herman Cortes’ in Meksika’ yı işgaliyle başlıyor. Bu tarih yerli Kızılderililerle işgalci İspanyolların birleşip beraber yaşamalarının mihenk taşı oluyor.
Gezimize nereden başlayalım ?
İlk önce Meksika’ yı tanımaya nereden başlamalı sualine bir cevap aradım.
Aldığım bilgilere dayanarak bir zamanların çok popüler "Acapulco" sunu peşinen bir kenara bırakıp; Ya ilk önce doğruca Aztek’ lerin bölgesi Mexico City’ ye mi uçmak ve oradan da 10–15 günlük zamanımız içinde çevreyi gezip sonradan güneydoğuya doğru yol alıp USA’ nın Miami ve Key West’ tin karşı sahilinde bulunan Maya’ ların diyarı Yucatan yarım adasına varıp gezip görüp, seyahati Merida - Cancun çıkışlı tamamlamak veya; Cancun’ un renkli eğlence havasını önceden alıp, oradan Yucatan yarım adasının başşehri Merida’ ya, devamla Maya’ ların bölgesini gezip görüp, içimize ve ayaklarımıza sindirip, sonradan uçakla Aztek’ lerin diyarı Mexico City’ ye mi uçmak ?
Kararımız ilk önce Maya’ lar, sonra da Aztek’ ler medeniyetleri oldu.
Taa buraya gelmişken bir başka fırsat:
Bu arada hazır Cancun’ a gelmişken kendinize ayrıca 3 serbest gün ayırabiliyorsanız, 1 saatlik uçuşla Cuba’ yı dolayısıyla Habana’ yı aradan çıkarılabilirsiniz.
Che Guevera’ nın duvardaki imajını Castro’ nun sarayının bulunduğu meydanın karşısında görebilir, günlerce arasanız da Castro’ ya hiçbir yerde rastlayamazsınız.
Ancak rejiminin eğitime ne derece önem verdiğini birçok kişiden duyarsınız. Genelde Cuba gezi programına konan Habana’ dan 145 km uzaklıktaki Varadero sahiline sırf denize girmek için bu nisbeten sıkıcı yolculuğa katlanmaya değmez.
Siz siz olun, vaktinizin çoğunu Habana’ nın içinde sempatik ve sımsıcak insanlarla ve müzikle dolu dolu dans edilen cafe’ lerde, minik restoranlarda ve sokak aralarında,
açık pazarında hiç çekinmeden ve korkmadan, çantanızı kolunuza, boynunuza, belinize kelepçelemeden geçirin, Hemingway' in sık sık gittiği Bar' da Mojito' yu bizzat onun kullandığı bardaktan için ve de bir Puro imalâthanesine gidip ya taze sarılmış bir puroyu deneyin veya benim gibi ağzına sigara koymamış biri olarak göstermelik hatıra resmi çektirin.
Bu arada sakın ola...
USA’ dan özellikle Miami’ den yakınlığından dolayı Cuba’ ya gitmeyi düşünmeyin.. Pasaport kontrolünde şayet pasaportunuzda veya pasaport sayfalarının arasına koyduğunuz ayrı bir Cuba vize formunu görürlerse, Amerikan vizeniz iptal edilebilir. Dolayısıyla en iyisi Cancun’ dan direk uçmak.
Bir ikaz daha...:
Meksika vizenize 2 giriş-çıkış kaydı koydurun. Aksi halde Cuba dönüşü Meksika' ya ikinci kez giriş yapacağınızdan, Cancun’ da ki gümrük polislerine mükemmel ispanyolcanız ile (!) saatlerce dert anlatmaya uğraşırsınız...
|
|
|
|
|
|
YUCATAN Bölgesi
"Cancun"
10-15 günlük gezmekle bitirilemeyecek Meksika - Yucatan kısmi gezimize dolayısıyla anılarımıza Cancun’ da 2 gün kaldıktan sonra başladık.
Cancun "El Paradiso del Caribe" ; Karibik Cenneti iki köprü ile karaya bağlanmış, uzunluğu 25 km, genişliği ise 500 metre. Tahminen 100 den fazla enfes güzellikteki otellerin yer aldığı ve her türlü deniz sporuna, her türlü eğlenceye açık türkuaz renkli sularla çevreli bir ada.
Son derece renkli Cancun’ a; özellikle Karibik denizinin tadını çıkarmak, bunun yanında delice eğlenmek, Tekila’ yı, Margarita’ yı, meşhur Meksika Birası "Corona Extra" veya "Dos Equis XX" yı enfes Meksika müziğinle kendine öz bardaklarda kalan son damlaya kadar - çok kere farkına varmadan - yaşamak isteyen memleketlerindeki 18 yaş altı içki kontrolünden kurtulan çoğunlukla Amerikalı gençlik geliyor.
Kısaca burası Miami benzeri, ancak Meksikalıların azınlıkta oldukları bir cennet köşesi.
Turistik mağazalarda birçok tarihi yapıtların simsiyah obsidien volkan taşlarından yapılmış minyatür benzerleri yanında, gümüş el işleri, hamaklar, rengarenk pareolar , sombreolar ve özel Tekila bardakları, seramik vazolar vs. göze çarpıyor.
"Arte Mexicano" mağazasından ilk aldığım bizde Nemrut dağındaki başların benzeri enfes ve heybetli bir görünüm
ve konumda olan "Olmeken-Baş" ı oldu. Olmeken devri (ME 1600-200) yıllarında var olmuş ve orijinal baş Oaxaca civarında bazalt taşından yapılmış 3 metre boyunda ve 25 Ton ağırlığında.
Ayrıca güzel bir gün Karibik denizinin balık ve mercan zenginliğini bizzat görmek ve yaşamak için 14 kişilik bir denizaltı (Nautibus) ile derinlere dalıyorsunuz.
Çevreyi gezerken bir plâkçı mağazasında günün en çok satan "Top 30" CD listesinde üçüncü sırada Tarkan’ ın CD’ sini görünce şaşırdım. Satıcı kıza yanık ve içli Meksika müziğinin genellikle enstrüman ve şarkıcı zenginliği yanında Tarkan’ ın nesini beğendiğini sorduğumda bana; öpücük yollar tarzında yerinde zıplayıp, bu ritmi çok seviyor ve dans ediyorum, ondan dedi. Hak verdim çünkü genellikle Meksikalılar ve müzikleri diğer Latin memleketlerin aksine çok romantik ve yanık trompet sesine alışık olduklarından, Tarkan’ ınki bir an için hayatlarına hareket getirmiş olabilir. Baş sırada tabiatıyla Ricky Martin vardı.
|
|
|
|
|
|
“Isle Mujeres“ Adası
Cancun’ dan günübirliğine yakınında bulunan "Isla Mujeres" "Hanımlar Adası’ na yelkenli bir tekne ile gitmeye değer. Bu adanın – havanın 45 dereceye varan aşırı sıcaklığının haricinde - bizdeki “Kadınlar Hamamından” farkı, saatlerce göbek taşında oturup tembel tembel sırt rendeletip dedikodu yapacağınıza, etrafı çepeçevre palmiyeler ve kumsalla çevrili ve Jaques Cousteau’ nun keşfettiği "Las Cuevas de los Tiburones Dormidos" Köpek balıklarının uyudukları veya uyur göründükleri denizaltı mağarasını su yüzeyinden şnorkelle gezip görüyor veya balık adamlarla beraber dalıyorsunuz.
Bu gezinin bence en keyifli zamanı yelkenli katamaran üzerinde –gidiş dönüşte- geçen 3 saatlik bir zaman. Takriben 20 kişilik gençlik ağırlıklı grupla neş’ e içinde ve de büyük şişelerde Galon galon (1 Galon= 3,7 Litre!!!) saf Tekila’ nın akıl almaz miktarda nasıl tüketilip, ancak Tekila’ ya rağmen herhangi bir huzursuzluğa sebep olmadan, medenice nasıl neşelenip, eğlenebileceğini – tabiatıyla denize düşme riskini hesaba katarak bizzat yaşıyorsunuz.
Bu meyanda buralarda başka bir şey dikkatimi çekti. Meksika’ da meydanlarda bulunan heykeller devasa ölçüde. Bu büyüklük o eserin haşmetini, anısını seyredenlerde saygınlık uyandırıyor. Aynı şekilde bayraklar. Onlar da bizlerin alıştığımızın çok daha büyük ebadında.
Meselâ İsle Mujeres’ e tekneyle giderken veya dönerken çok uzak mesafelerden sahile baktığınızda kişiye gurur ve güzellik aşılıyor. Biz de ise insanın güzelim Türk bayrağından alacağı gururu ortama göre son derece küçük kalmış bayrakla duymaya çalışıyoruz. Aynı şekilde heykellerimiz de öyle. Hemen hemen hepsi bulunduğu çevre alanına göre çok küçük ve heyacan uyandırmayan boyutlarda...
|
|
|
|
|
|
"MAYA" lar
Maya’ ların bizlere kadar kalmış muhteşem eserlerini görmek için çıkış yolu Cancun’ dan başladık. Oradan doğruca 320 km mesafedeki Yucatan’ nın başşehri Merida’ ya geçip bir otele yerleştik.
Okuduklarımızdan ve Rehber tarafından anlatılanlardan öğrendiğimiz kadarıyla "Maya" ların son derecede gelişmiş bir topluluk ve şaşırtacak derecede Matematik ve Astroloji bilgisine ayrıca gayet kompleks Takvim ve ileri derecede Hiyeroglif yazı bilgilerine sahip oldukları söyleniyordu. Ayrıca mükemmel seramik sanatına ve Duvar resimleri yaratmada Orta Amarikada emsalsiz oldukları anlatılıyordu.
Ertesi sabah ilk olarak Kenevir plântajların çevrelediği yoldan 120 km sonra "Chichen Itza" ya geldik.
"Chichen Itza"
İsminin manası: Chi= ağız / chen= kaynak / itza= ilk sakinler. Kısaca= "Şehrin kaynağındaki İtzas’ lar" . Burası Maya Medeniyetinin takriben 800 sene (400-250 MS) hüküm sürdürdüğü, Meksikanın arkeolojik yönden de en tanınmış ve korunmuş yapıtlarının bulunduğu yer.
Çevreyi gezerken bir zamanlar panterlerin, jaguarların, ocelotların ve pumaların bol olduğu orman içinden ansızın sizi 30 metre yüksekliğinde ve 50 x 55 metrekare üzerine kurulmuş "Kukulkan" (El Castillo) Piramidi karşılıyor. Piramide çıkış dört bir tarafındaki dimdik merdivenlerden. Bu dört merdivenin her birinde 91 basamak (= 364) var. En tepedeki platform’ un yalın tek basamağı ile toplam 365 basamak ediyor (Bir yıldaki gün adedi) .
Bana göre Kukulkan’ ın verdiği görüntü Mısır’ daki Piramitlerden mimari yönden çok daha mükemmel ve heyecan verici. Kukulkan’ ın manası "Sürünen Yılan", Maya Tanrısı olarak kabul edilen ve hemen hemen bütün yapıtlarda görülen "Quetzalcoati"
En tepede, tapınağın girişinde "Chac Mool" oturan Tanrı koruyucu asker heykeli var. Yapıt Maya’ ların Takvim bilgisini ortaya çıkarıyor. Ayrıca en yukarıda bulunan 52 masa şeklindeki taşlar ise Mayaların zaman hesaplamasında bir senedeki 52 haftayı anlatıyor. Bu tapınak Maya’ ların takvim hususunda ne derece de ileri olduklarının bir belgesi.
Tapınak öyle bir tarzda inşa edilmiş ki, her yılın 21 Mart ve 21 Eylül (İlkbahar ve Sonbahar başlangıcı) günleri güneş batışına doğru bir ışık ve gölge oyunu gözler önüne seriliyor. Şöyle ki Piramit tapınağın Kuzeye bakan yönünde aşağıda merdiven başında köşelerde bulunan büyük "Kutsal Yılanbaşları" 21 Mart ve 23 Eylül günleri 3 saat süresince basamaklara düşen gölge ile ağzı açık Büyük Yılan yukarı doğru zikzak yaparak tırmanıyor görüntüsünü veriyor. Biz bu olayı 21 Mart günü orada bizzat yaşadık.
Sırf bu görüntü yaşamak için büyük bir kalabalık o günler orada toplanıyormuş. Kukulkan tapınağının doğu tarafında çatı örtüsü kalmamış her ne kadar ismi "Las Mil Columnas" Bin kolon olarak konmuşsa da, 1000 yerine 438 mermer kolondan yapılmış başka bir mabet bulunuyor. Sütunların çokluğundan, herhalde ilerde bir meraklının çıkıpta üşenmeden bunları teker teker, atlamadan tam olarak sayılabileceğini düşünmemişler.
Başka bir yerde 91 m boyunda ve 36 m eninde, iki tarafında 8,5 metre yüksekliğinde taş duvarla sınırlı büyük bir alan görülüyor. Burası "Jueto de Pelota" Top oynama sahası imiş. 3 ila 5 kişilik ekiple oynanan bu oyunda Basketbol’ ün aksine 25 cm çapındaki kauçuk top 7,25 cm yükseklikte duvara dikey olarak konmuş kale olarak kullanılan taş halkanın içinden geçirilince puan alınıyormuş. Ancak oyun kuralına göre topa yalnızca baş, omuz, kol ve ayakla vuruluyormuş ve elle oynamak faulmuş. Hataları tarafsız olarak, objektif gözle görmek için anladığım kadarıyla o zamanlarda da Colina benzeri bir hakem var olmuş olmalı.
Öğle vakti vardığımız Chichen İtza’ dan ve 40 derecede nefes nefese 91 basamağı çıkıp, indikten sonra "Kukulkan Piramidini" ve çevresini güneş batıncaya dek gezip, akşam Merida’ ya geri döndük.
|
|
|
|
|
|
“Uxmal“
Ertesi sabah hedef 80 km uzaklıktaki Uxmal idi.
Uxmal’ ın manası "3 defa yapılan şehir" demekmiş. Bu Maya Şehri en zengin zamanını Milattan sonra 600 ile 1000 yıllarında yaşamış. Uxmal’ ın asırlar boyunca tahrib olmamış fakat zaman yönünden girift bir orman içinde kalmış ve hava şartlarından yıpranmış bir görüntüsü var. Geçen zamanlar zarfında bu yörenin asıl sakinleri olan "İguanas“ lar görüntü bakımından bir nevi dev Dinazor’ ları hatırlatıyor. Boyları takriben 1 metre kadar fakat ürkütücü.
Uxmal’ a gelince orman arasından karşımıza bütün heybetiyle burada da 30 metre yüksekliğinde "Piramide del Advino" - Falcılar Piramidi – çıktı. Tabiatıyla görmek gezmek şart. Bu sefer gene takriben 45 derecelik bir dik açıdan tırmanılacak 150 basamak vardı. Çıkarken veya inerken nefessiz kalma veya baş dönmesine karşı, zar zor tutunulacak tek bir tarafta bir zincir vardı. Kalbiniz zayıfsa tırmanırken ve de özellikle inerken mutlaka zincire tutunarak hareket edin.
Maya mimarisinin en muhteşemi olan 100 metre boyundaki "Palacio del Gobernador" Guvernör Palası' da Uxmal' da.
Tapınakların dik merdivenlerine nasıl çıkılır ?
Maya’ ların yaptıkları tapınakların merdivenleri genellikle 45 - 50' derece açıyla yükseliyor. Bu sebepten, iniş veya çıkışta bir yuvarlanma veya düşme tehlikesine karşı duvara benzeyen dik merdivenin kenarlara tutunacak zincir koyuyorlar.
Ayrıca tavsiye edilen emniyetli bir başka çözüm ise: Yılan usulü çıkış veya iniş.
Basamakları dikey olarak değil diyagonal olarak kullandığınızda, basamak mesafesi genişlediğinden, daha az düşme riskiniz var. Bu çözümü dünyanın her yüksek merdivenli yerinde kullanın.
Öğle vakti yakında bulunan ufak sempatik bir Restoranda keyfimizi bulduk. Başlangıç tabiatıyla Margarita içkisi oldu. Arkasından Tacos (Yumurta, Kıyma, Peynir, Chili Biberi, siyah Fasulya, Guacamole=Avocado püresi) vs.' yi, ayrı bir ufak tabakta getirilen dünyanın en acı biberi "Habanera" sosuyla bir güzel döşeyerek yana yakıla yedik.
Yemekten sonra bahçede Meksikanın simgesi Kaktüslerin özellikleri, yapraklarından nasıl kâğıt yapıldığı, suyunun nasıl içildiği vs.gösterilerek anlatıldı.
Bu kurak çöl ikliminde Kaktüsler kalın yapraklarının içinde ortasındaki torba biçimindeki haznelerine hafif şekerimsi su depoluyorlar. İçinde sabah ve akşam olmak üzere 1’ er litreye varan su birikiyor. Bize de bir kaktüsün suyunu içmek nasib oldu.
Yucatan Bölgesinde Tulum, Campeche, Kabah, Palenque vs. gibi birçok görülmeğe değer Maya şehirleri bulunuyor. En mühimleri olan Chichen İtza ve Uxmal’ a veda edip, çok eski bir Dodge taksi ile Cancun’ a geri döndük.
|
|
|
|
|
|
"Mexico City" ve Çevresi
Cancun’ dan uçakla akşam vakti Mexico City’ ye vardık. Mexico City çevrede bulunan yüksek dağlar arasında kalmış göl ve bataklıkların kısmen doldurulmuş, yumuşak zemin üzerinde kurulmuş bir dünya şehri.
Bu dev şehir Mexico City’ yi kolayca anlaşılabilir bir tarzda gezmek istenirse ilk baştan şu pratik yol haritasını gözler önüne sereyim:
Genelde gecelemek için "Zona Rosa" ' dan bir otel seçiliyor. Çünkü bu ufak bölge hem en meşhur Paris’ in Champs Elysee’ sini veya Buenos Aires’ teki "9 Novembre' caddesini andıran 14 yollu "Peseo de la Reforma" ya çok yakın oluşu, ayrıca birçok butik, diskotek, restoranların bulunduğu gibi, ortamın rahatsız etmeyen bir topluluktan oluştuğunu görüyorsunuz.
Diğer taraftan, seyahate çıkıp, genellikle zamanlarını eş dostla 5 ila 8 yıldızlı otellerin barında "Ne olacak bu Türkiye’ nin hali" mevzuunu ön plana çıkarmak isteyenler "Paseo de la Reforma" bulvarı üzerinde 36 metre boyunda yıldan yıla zemin bataklığından dolayı yavaş yavaş yüksekliğinden kaybeden Hürriyet abidesinin karşısında, mesela son derece şık Sheraton Maria İsabel Hotel & Tovwers’ de kalabilirler. Diğer taraftan, günün gezi yorgunluğunu Sheraton' un hoş Piano Bar' ında çıkarabilirsıniz.
Mexico City’ nin görülmesi şart olan ve de olmazsa olmaz diyebileceğim birçok yerleri var. Bu yerlerden başlıcaları:
Zocalo veya "Plaza de la Constitucion"
denilen Alan dünyanın Pekin' deki 600.000 kişiyi alabilen Tianenman'dan sonra ikinci büyük Ana meydanı (240 x 240 m) ve Mexico City’ nin kalbi. Zocalo ismi genelde Meksika’ da şehrin merkezinde bulunan meydanlara verilen isim oluyor. Resmi Bayramların, Demonstrasyonların yapıldığı alan. Meydana hakim olan “Catedral Metropolitana” kıtanın en büyük katedrali. Zocalo’ nun değeri Başkanlık sarayının ve Latin Amerika’ nın en büyük Katedralinin ve benzer yapıtların burada birarada bulunmasından geliyor. Katedral’ e giriş birkaç basamak inerek mümkün. Zira yukarıda belirtildiği gibi, batak durumu dolayısıyla yumuşak zeminde zaman içinde burada da kısmi çöküş olmuş. 1985 depreminden sonrada desteklerle yaşatılıyor
Milli Saray:
Zocalo meydanının bir köşesinde, Katedralin karşısında Cumhurreisinin ve Senatonun bulunduğu yer. Yukarı çıkan geniş merdivenlerin duvarları genellikle Diego Riveras’ ın eserleri ile donatılmış. En muhteşemi 450 m2 büyüklükteki tarihi aksettiren tablo. Resim asırlar boyunca Astek tarihinden Karl Marx’ a kadar tarihi sergiliyor.
Templo Mayor:
Zocalo’ daki Büyük Katedralin yanında Aztek’ lerden kalma büyük depremden ve zeminin zayıflığından harab olmuş bir Mabed .
Palacio de Belles Artes:
Bembeyaz Mermerden İtalyan Mimar Adamo Boari’ nin dev bir yapıtı: San’ at müzesi San’ at Galerisi ve Konser Salonu – Meksika’ nın en iyi ve büyük Duvar Ressamlarının eserlerinin hayranlıkla görülebildiği bir San’ at abidesi. Diego Rivera’ nın meşhur "El Hombre" sinin ve "Contralor del Universo" eserinin de sergilendiği mekan.
Devamlı açık olan ve Meksikanın en meşhur ressamları olan Diego Rivera, Frieda Kahlo, Velasco, Siqueiros ve Tamayo vs.lerin eserlerinin müzesi. Bu muhteşem müze binası da ağır mermer yapısından yıllar içinde takriben 5 metre alttaki bataklığa girmiş. Ancak bir mucize eseri binada büyük hasar meydana gelmemiş.
Alameda Parkı:
Özellikle hafta sonları halkın, sokak san’ atçılarının, cambazların, çerez, şeker vs. satıcılarının ve sade sevgililerin televole meraklılarından uzak buluştukları son derece renkli bir alan
|
|
|
|
|
|
Guadeloupe kilisesi:
Büyük bir alanda bulunan ve burası Meksikanın en mühim Hac alanı. "Basilica de Nuestra Senora de Gouadeloupe" dev bir meydanda 200’ den fazla senesini doldurmuş, ancak geçmiş depremlerden hem tehlikeli hasar görüp (sağdaki) hem de zemin bataklığına saplanmış, emniyet bakımından çevresi kapatılmış bir katedral. Ayrıca zeminin yumuşak olması neticesi bir tarafa hafif yatmış görünümünde. Bu katedralin hemen hemen yanına meşhur Mimar Pedro Ramirez Vasquez 1976 yılında muhteşem, içine 20.000 kişi alabilen bir mimari eser yaratmış.
San Angel Bölgesi ve Bazar de Sabato
Enfes görünüşlü eski evlerin hakim olduğu bir bölge. Buraya
tercihan bir Cumartesi günü gidiniz. Rengarenk Sabato-Pazarının kurulduğu yerde bir zamanlar Meşhur Ressam Diego Viera ile Frida! nın beraber oturdukları ev’ leri de bulunuyor.
Chapultepec Park:
Şehirin içinde; Antropoloji müzesinin, Hayvanat bahçesinin
ve halkın eğlenebileceği panayır havasında bir alan.
Antropoloji Müzesi:
Meksikanın ve dünyanın en zengin kültür müzesi Chapultepec parkında bulunuyor. Meksikalı İndios’ tarihini sergiliyor.
En ilginci Azteklerden kalan ve 3 metre boyunda 24 ton ağırlıktaki "Takvim Taşı".
Antropoloji Müzesi 1964’ te kurulmuş. Müzenin girişi, iç avlusu ve çevredeki bölümler Mimari yönden dünyanın bir numaralı ve en güzel müzesi olma hakkını kazanıyor.
Voladores:
Voladores’ in tercümesi "Kuş İnsanlar" Antropoloji Müzesinin çıkışında, büyük alanda takriben 30 metre yükseklikte bir direğin tepesine yöresel kıyafette giyinmiş kuşanmış 5 kişi tırmanıyor, yukarıdaki tahta banklara oturuyorlar ve en tepedeki flüt çalarak işaret veriyor ve diğer 4 voladores ayakları kalın halatlara bağlı olarak kendilerini baş aşağı boşluğa bırakıyorlar.
Bu arada yukarıdaki bunları döndürmeğe başlıyor. 13 dönüşten sonra inanca bağlı gösteri sona eriyor. 13 turla 4 kişi toplam olarak 52 rakkamına erişmiş oluyorlar ki, bu da Meksikalıların İspanyolların gelişinden önceki yarattıkları yıllık takvim hafta sayısını belirtiyor.
Frieda Kahlo Müzesi:
Frieda’ nın bizzat hazırladığı ve Diego Rivera ile yaşadığı müze. Resimlerin ana teması – ön planda genç yaşta geçirdiği feci bir otobüs kazası sonunda aldığı bedeni darbeler neticesi – cefa ve acı.
Leon Trotsky Evi:
Frieda Kahlo’ nun evinin biraz ötesinde isyancı ve Stalin tarafından sürgüne gönderilmiş Trotzsky’ nin evi bulunuyor. Trotzsky, korumalarınla beraber Mexico City' deki evinde demir kapılar arkasında yaşamış. Ancak onun güvenini kazanmış bir casus 21 Ağustos 1940 ‘ da kendi evinde Trotsky’ yi öldürüyor. Resimde solda Viera Frida, en sağda Trotzsky. Trotzky 1929 senesinde Türkiye’ ye sürgüne geliyor ve İstanbul’ da –bilindiği kadarıyla– Büyükada’ da Rus İhtilalinin ilk cildini kaleme alıyor. Trotsky’ nin Mexico City' ye gidişi 1937 senesinde.
|
|
|
|
|
|
Garibaldi / Mariachi Müzik:
Garibaldi meydanında akşamları Mariachi müziği dinlemek ve yaşamak şart.
Siyahlar içinde parlak gümüşi düğmelerle süslenmiş ceket ve pantolonlar ve geniş kenarlı sombreros’ larla (Charro Kıyafetleri) 4 ila 10 kişiye varan gruplar çevrenin isteğine uygun Mariachi müziğini, ufak bir bahşiş karşılığı son derece romantik tarzda çalıyorlar.
Mariachi müziğinde ana enstrümanlar: Gitar, Trompet, Org, Keman. Buraya özellikle sade halktan sevgililer, aşıklar, evliler, çoluk çocuklu aileler, yaşlı çiftler gelip akşamlarını geçiriyorlar. Garibaldi Meydanının hemen yanında sırasıyla ufak açık lokantalar var. Bunların baş dekoru binbir çeşit acı biber sos ve turşuları.
Üniversite Şehri:
"Ciudat Universitaria" Cephesi mükemmel seramik panolarla kaplı. Üniversite diğer memleketlerdeki anlayışının dışında, takriben 300.000 kayıtlı öğrencisinin yanında kültürel ve sosyal yaşama açık, mimari tarzı Meksikanın tanınmış Cephe ressam ve mozaikçilerinin eserlerini ortaya koyan bir yapıt
Xochimilco:
Üniversite’ yi görüp geçtikten sonra burayı gelip görünce, asırlarca önce Mexico City’ nin nasıl yüzen adalar ve bataklık üzerine kurulduğu anlaşılıyor.
Özellikle hafta sonları binlerce kişinin ailece, ellerinde yiyecek, içecek – Tekila ağırlıklı – çiçekçilerin sandallarla şarkılar söyleyerek satış yaptıkları son derece eğlenceli, renkli, Mariachi müzikli bir gezinti mahalli.
Xochimilco’ ya giderken, bizim Carlos’ a Habanera biberi alabileceğim bir yer veya Pazar bulmasını söyledim.
Oraya buraya sapa sapa beni tam biber vs. pazarının içine bırakıverdi. Keyfime diyecek yoktu.
Resimde görüldüğü gibi ufak dolmalık biber şeklinde olan bir kiloya yakın Habanera’ rı kucaklayıp taa İstanbul’ a kadar taşıdım.
Mexico City’ de gidilmesinden memnun kalınacak iki orijinal mekan:
"Bar La Opera" / "Cafe Tacuba"
Burası eskiden büyük namlı Meksika isyancılarının yemek yedikleri lokalmiş.
Lokalin tavanında taa o zamandan kalma "Pancho Villa" Hürriyet kahramanının tabancasından çıkan deliğin yeri var.
Üçlü resimde Meksika kahramanı Pancho Villa (solda) ve General Zapata’ nın (ortada Meksika şapkalı) Mexico City’ yi girişi görülüyor.
Diğer resimde de bugünün Pancho Villa’ sı ile Zapata görülüyor!!!.
Gidip görülecek başka bir yer de: "Cafe Tacuba".
Zocalo’ ya yakın mesafede içi çok güzel dekore edilmiş ve tablolarla süslenmiş, Mariachi müziğinin Tekila ile buluştuğu keyifli bir lokal.
"AZTEK’ ler" Teotihuacan:
Görülmesi şart olan başka bir yer; Mexico City’ den 50 km uzaklıkta 20 km2 alanı kaplayan Mabedler metropolü Teotihuacan en şaşalı devrini Milattan önce 100 ile Milattan sonra 650 yıllarına kadar yaşamış.
Buradaki piramitler, Mısırdakilerin aksine Kral mezarları için değil, üstlerine yapılan Mabetlerin zeminini teşkil etmiş. 800’ lü senelerde çıkan büyük yangın üstteki mabetleri tamamen yok etmiş. Çevreyi gezerken bugün bile kalın kül tabakalarına rastlıyorsunuz.
Teotihuacan' ın alanı 2 km uzunlukta 40 metre genişliğindeki Tanrılar Yolunda daha birçok pirtamitler görülüyor. Arka plânda görülen yer Ay Piramidi. Takriben üç saatlik tropikal sıcaklıkta süren bu yorucu gezinin sonunda, Tanrılar Yolu üzerinde hatıra olarak bir Aztek Askeri biblosunu gene yarım saat süren Aztek-Kapalıçarşı usulü pazarlığın sonucu Tanrının asla kabul edemiyeceği bir fiata aldım rahatladım.
|
|
|
Meksika insanının verdiği görüntü:
Şayet İspanyol insanını yakinen tanımışsanız, onların duruşlarında, konuşmalarında, hareketlerinde bir tatlı sertlik yanında karşısındakine saygın, kararlı intibaını veren ve mesafeli yaklaşımları olduğunu farketmişsinizdir.
Günlük yaşantınızda herhangi bir yerde rastladığınız, sohbet ettiğiniz Meksikalılar da İspanyolların varisleri olduklarından aynı benzerlikleri farkediyorsunuz. Bu arada aklınıza şöyle bir sual gelir: Peki nasıl oluyorda İspanyolca bilmediğin halde böyle bir fikre sahip oluyorsun?. İlk önce şayet Fransızca biliyorsanız birçok fransızca kelimenin arkasına as, os ekleyip telaffuz ettiğinizde anlaşılabilen bir tür yeni İspanyol lisanı sayesinde karşılıklı birbirinizi, anlama mümkün oluyordu. Misal olarak; bana gezim süresince İspanyolcadan başka tek kelime bilmeyip eşlik eden ve en mühimi dünyanın en acı biberini nereden alacağımı gösteren Mexico City’ deki şoför.
Carlos' tan başka, gezip geçtiğim köylerde telefon etmek için girdiğim posta bürolarındaki çalışanlar, Merida-Uxmal arasında – otobüs saatini kaçırdığımdan - Küba usulü eski amerikan marka bir takside bana merakımı anlayınca tüm zengin Latin müziğinden parçalar dinletmek için kırık dökük ama ses çıkarabilen binbir kablo ve tellerle bağlı Radyo teybini elime vererek keyifle ve esprilerle dinleten şoför Roberto. Hepsinle problemsiz anlaştım.
Kanımca kural şu:
Seyahatlerinizde genelde nereye giderseniz gidin, ister Japon, ister Çinli, ister Brezilyalı, ister Meksikalı, ister Rus veya Lapon vs. olsun karşınızdakilere çekingen, korkak ve şüpheci yaklaşırsanız o yörenin insanlarının ve ortamının sizde bırakabileceği güzel anılardan mahrum kalırsınız.
Halbuki güler yüz, sıcak yaklaşım o kadar kolay ki...
Meksikalı Hanımlar ( Senora )
Yalnız şehirlerde değil, gezi boyunca gördüğüm birçok köylerde hanımlar veya genç kızlar beyaz işlemeli, kısa etekli, göğüs dekolteli, yüksek topuklu ancak kat’ iyen ucuz ve bayağı görüntüsü vermeyen, omuzlarına attıkları renkli şalları bir hayli kısa boylarına ve de çok güzel olmamalarına rağmen güler yüzlü, bakışlardan kaçmayan, dinç sempatik tavır ve görüntü sergiliyorlar.
Müziğin olmazsa olmaz eğlence ortamında genellikle kadın erkek beraberler.
Meksikalı Erkekler ( Caballero ):
Çoğu köse, ama dik ve onurlu hava veren bir duruşa sahipler. Tabiatıyla, bunların dışında, Meksika filmlerinden de anımsayacağımız gibi, siestanın keyfini bir kenara büzülüp, sombrerosu önünde kestirenler de bir hayli bol.
|
|
|
|
|
|
Yemek:
Günün herhangi bir saatinde bir bara veya restorana gittiğinizde şu dört aperitiften birini veya ikisini veya dayanıyorsanız üçünü birlikte alabilirsiniz. Kat' iyyen yadırganmazsınız. Tekila, Pina Colada ve Margarita veya Cerveza. Tabiatıyla en doğrusu ortama uyup, çevreye bakıp, aralıksız 4 veya 5 Tekila!!!
Benim şahsen ne aperitif ve ne de yemek hususunda hiçbir yerde problemim olmadı. Her ortam ve mekânda, çevreye, o yörenin ortamına, halkının ağız tadına uygun yemekleri özellikle tanımış olmak için ısmarlamaya özen gösterdim.
Bunu yaşarken de çevreyle bu sayede samimi hoş ilişkiler kurma imkanı oldu. Özellikle akıl almaz derecede Biber yemem masa çevremde çok ilgi çekiyordu.
Acı Biber hususunda, dünyada arayıpta bulamayacağım memleketin tam ortasındaydım.
Teotihuacan piramitler gezisinin sonunda yukarıda bahsettiğim gibi "Quetzal" restoranında şef garsona evinde hangi en acılı yemeği yiyorsa ondan istediğimi rica ettim. Sürpriz yemeğin gelmesi takriben 45 dakika kadar sürdü.
Yemeğin yanında bir kâse içinde şef özel hazırladığı Guiness Rekorlar kitabına ismi geçmiş dünyanın en acı biberi "Red Savina–Habanero" biberli extra ilâve sos’ u da
nazikçe ve çevrenin şaşkın bakışları arasında ilk önce burnuma yaklaştırıp beni teste tabi tuttu. Bırakın daha yaklaşırken burnum yandı. Ama nefis sos kasesinin yarısını yemeğin üzerine boşaltıp alevler içinde yana yıkıla tadına vardım.
Acı sevenler bilirler: Acı yedikçe kişiler daha acısını ararlar.
Bu vesileyle işte size:...
"Acı biber' in Acılık Klasmanı":
Biberin acılığını veren içindeki "Capsaicin" maddesi. Acılık değerlendirilmesi genelde "Scoville Unitesi" ne göre yapılıyor.
|
|
|
|
|
|
Scoville acılık değeri :
Hangi Biberi yemek istersiniz ?
350.000-577.000 Red Savina Habanero
100.000-450.000 Habanero, muhtelif tipleri
50.000-100.000 Tayland Biberi: Chiletepin, Pepin
30.000-50.000 Tabasco;Cayenne
15.000-30.000 Chili de Arbol
5.000-15.000 Serrano
2.500-5.000 Jalapeno
1.000-1.500 Ancho;Pasilla
500-1.000 Anaheim
0-100 Bell Pimento
|
|
|
|
|
|
İstanbul’ a yanımda bir miktar taze “ Habanero “ ile ateşler içinde döndüm.
Cuernavaca - Taxco:
Mexico City’ ye gitmişken, takriben 170 km uzaklıktaki gümüş şehri Taxco’ yu görmek farz. Yol üzerinde genel görüntü ve iklimi ve bahçe çiçekleri bakımından Bodrum’ u andıran Cuernavaca köyüne rastlıyorsunuz. Tertemiz meydanı, pagodaları, bahçe kahveleri, ufak fakat çok güzel bir kilisesi, içeride büyük masa yanında hafif gitar ve trompet’ le ruhu okşayan, huzur veren bir müzik sesi.
Cuernavaca’ dan ayrılıp 1670 metre yukardaki Taxco’ ya doğru yola koyuluyorsunuz. Burası son derece cana yakın bir yer. Dapdaracık ama rengarenk cafe ve evlerle, fer forje pencereler, süslü çeşmeleri, sokakları, minik Volkswagenlerin bile bir köşeyi dönmek için birkaç manevra yapmalarının keyifle seyredileceği bir köy. Taxco zenginliğini eskiden Gümüş madeninden almış.1751 senesinde yapılmış ve içi gümüş ve altın ile bezenmiş enfes Santa Prisca Barok Kilisesi meydanın hemen yanında. Yakınında Gümüş müzesi tarihinin safhaları gözler önüne seriyor. Taxco' ya geldiğim gün tesadüfen rengarenk bir panayır ortamına rastladım. Renkli kıyafetler, maskeler ve müzikle sokaklarda geçit yaptılar.
Taxco gezisi sonunda, Mexico City’ de iki gün daha kalıp,
bu sonsuz tarihi zenginlikleri olan, sıcak kanlı insanları, zehir gibi biberleri, romantik müziği olan renkli memleketten çok güzel hatıraları yanıma alarak ayrıldım.
Çok güzel ve renkli insanlar, değerli yapıtlar ve güzel havada geçen seyahat sonunda Meksikalı alışkanlığına uygun olarak hamakta bir istirahati galiba haketmiştim.
Mexico es un pais muy bonito
Meksika çok güzel bir memleket
Son söz:
İlk fırsatta bu son derece renkli diyarı gidin gezin... Sizi ....Büyüleyecek....
|
|
|
|
|
|
|